6/26/2013

Çoktan Gitmişlere Veda

     Yine atarlıyım ama bu sefer daha da bir kırgın. Bin kere çağırırlar bir keresinde gitmezsin sanki hiçbir etkinliğe katılmıyormuş, üzerine atar yapıyormuş muamelesi görürsün ama sen bin kere çağırıp o bir kere gelince sadece mutlu olursun. Hep yokluğu hissedilmiş gibi davranırsın ki zaten öyledir. Sonunda fark edersin ki senin ona/onlara verdiğin değeri o/onlar sana vermemiştir aslında. O yüzdendir ki bir seferde silinmişsindir. Onlar yapınca sınıf etkinliği, diğer herhangi biri bir şeyler yapmak istediğinde bireysel bir etkinlikmiş gibi muamele görür. Olumsuz yanıt almaya yüzsüzleştim hatta yüzzüzleştik ama yine sonuç olarak bir defada silinip atılacak kadar değersiz olduğumuzu da gördük. Bu gece son kez yas tutuyorum gidenlerin ardından. Artık ne üzülürüm ne de vicdan azabı çekerim. En kötüsü de ben bu kadar üzülüp vicdan azabı çekerken onların umurunda bile olmamak. İşte bu yüzden yanında dürüst olabildiğim dostlarıma sıkıca sarılıyorum. Olan her şeyi bir kenara atıp olmamış gibi davranmaya devam edilen arkadaşlıklarda birilerinin gözden çıkarılıp her türlü suçun ondan kaynaklandığına kanaat getirilmesi kaçınılmaz bir durum.
     Artık sevmekten, çok fazla değer vermekten vazgeçiyorum. Artık onlar da herhangi biri gibi olmalı yoksa ileride dönüp baktığımda sadece kırgınlıklarımı hatırlamak istemiyorum. Yol yakınken umutlarımı çöpe atıp kendi yolumda beni seven ve saygı duyan insanlarla yürümeye devam etmek istiyorum.

  
Üniversiteye geldiğimizden beri çok şeye kandık sanırım buna arkadaşlarımızın sevgisi de dahil. Ona istinaden de bu şarkıyı paylaşıyorum.





6/07/2013

Ne Yapsam?

   

     Bir kez daha yüzüme çarpıyor mühendislikle ilgili şeylerin ilgimi çekmediği. Heycan duymuyorum ne derslere karşı ne geleceğine dair. Ama bırakamıyorum da. İstediğim bir şeyi elde etmek için azimli ve hırslı biri değilim. Öyle olsa ders çalışır okulu bir an önce bitirmek için uğraşırdım ama böyle de olmuyor. Anca kendimden şikayet etmeye devam ediyorum böyle işte.
     Ahh, polisiye dizi görünce nasıl da kıpır kıpır içim. Bir suç mu çözülecek, bir cinayet mi var işte beni çeken şeyler bunlar. İlkokula başlamamıştım ben The X-Files'ı izlediğimde. Öyle bir diziyle büyümüş birinden başka türlü bir şey beklenemez de zaten. Hayat bizi nerelere sürüklüyor. Ez azından mühendisliği zamanında bitirip ailemin gönlünü yapmalıyım. Yoksa benim gibi kararsız, aslında çok şey isteyen, birine güvenip nasıl tek başına hayata atılmama gönül rahatlığıyla izin versinler. Ne çektim ben ya, en çok da kendimden. :/



     Hala ürküyorum ama severim müziğini :D Ne kadar korkusuzdum küçükken. Geçmişte özlemini çektiğim tek şey bu.