10/02/2014

Nasıl Anlamazsın?





     Sen, yıllarca sevmeye fırsat bulamadığım
     Geçip giden yazlar gibi sımsıcak gülüşlüm
     Sonbahar rüzgarlarında mutlarımı sana dökerim
     Yağmurlarım ilk sana dokunur
     İlk sana koşar yağdırdığım karlar
     Mutluluğum da mutsuzluğum da sana kaçar geceleri
     Ah, geceler.. Gecelerimiz;
     Yapayalnız ve birlikte olduğumuz en güzel saatler
     Gece korkularım, gece hüzünlerim nerde şimdi?
     Bir sen kaldın gecelerime,
     Bir de sana seslemişlerim..
     Her duymayışında;
     Her duyuramayışımda şu cılız sesimi
     İnatla yeni bir yol bulurum.
     İnatçı yanım
     Bitmeyen ısrarım
     Gizli kıskançlığım
     İçten içe sevdiğim
     Apaçık sevdiğim
     Sevmekten korkmadığımsın..






6/17/2014

Ne İstiyorum Kendimden?

     Yapamadığım, yapamıyor olduğum ve yapamayacağım her şeyin kederine şimdide boğulmaktan vazgeçmeliyim.. Bir an zaman dursun, bir nefes alayım ve öyle devam edeyim. Ne istediğimi ve ne yaptığımı bilerek nefes alayım...


1/15/2014

Sorunluyum Ben




     Uzun zamandır yazmıyorum çünkü kendimi anlatabildiğim insanlar arasında olduğumu düşünüyordum. Sevdiğim ama yine de kendimi anlatmakta zorlandığım insanlarlaryım. Çünkü burda herkes kendisini anlamakta bile güçlük çekmekte. Bu sefer de insanların durumumla ilgili "Sadece Konuşabiliyor" olmasına sinirlendim. Beni yorup üzmekten başka bir işe yaramıyor vazgeçin artık. Kendime uğruna çabalayabileceğim bir şey bulamadığım, sahip olduğum bu isteksizlikten ve azim eksikliğinden kurtulamıyor oluşumdan dolayı ayak sürümeye devam etmekteyim. Tanıdığım ya da tanımadığım insanlar benden bir şeyler beklemeye devam ettikçe de bu böyle sürer gider. Sahip olduğum tek kararlı duruş yapabildiğim halde biri benden beklediği için bir şeyleri yapmamak ya da yapamamak.
     İçimde geçmeyen ya da geçmesini isteksizliğimle engellediğim bir sıkıntı var. Kurtulamıyorum. Geri gidemiyorum, ilerleyemiyorum da. Ne olursa olsun döndüğümde beni kabul eder diyemediğim insanlar var hayatımda. İlerlemek için istediğin zaman geri dönebileceğini bilmenin rahatlığını arar insan ya da her şeyin daha da kötüye gidemeyeceğini bilmek. Hayatımda o kadar büyük bir kötü olay yok. Hayatımın kötüsü de iyisi de benim. Ve her zaman daha da kötüye gidebilme potansiyelim var.
     Sadece yorgun hissediyorum kendimi. Uyuyup uyanmak ve kitap okuma isteği var içimde. Bir şeyleri isteyip başaramamaktan korkuyorum. Hayattan beklediğim ufak tefek şeylerden bile gerçekleşmediğinde bu kadar üzülüyorsam daha büyük şeyler istediğimde ne halde olurum? Daha doğrusu benden beklentisi olan ailem ne der? Güvenebileceğim insan yok dolayısıyla korkum daha da büyük. Öyle bir durumda bana karşı alacakları tavır sonucu onları sevmekten vazgeçerim. En büyük korkum da bu. İnsanları, ailemi, arkadaşlarımı sevmek için ne kadar çok çabaladığımı anlatamam. Bu herkesin yaşadığı anlamda vazgeçmek. Gerçekte ise uzaktan severken daha mutlu olurum vazgeçmekten kastım bu.
     Konuşmamayı başarabildiğim gün ileriye doğru adım atabileceğimi düşünüyorum. Daha az konuşmak dileğiyle...





Not: Birini takip etmekten ziyade biraz itelenmeye ihtiyacım var. Burda herkes kadar yalnızım.

6/26/2013

Çoktan Gitmişlere Veda

     Yine atarlıyım ama bu sefer daha da bir kırgın. Bin kere çağırırlar bir keresinde gitmezsin sanki hiçbir etkinliğe katılmıyormuş, üzerine atar yapıyormuş muamelesi görürsün ama sen bin kere çağırıp o bir kere gelince sadece mutlu olursun. Hep yokluğu hissedilmiş gibi davranırsın ki zaten öyledir. Sonunda fark edersin ki senin ona/onlara verdiğin değeri o/onlar sana vermemiştir aslında. O yüzdendir ki bir seferde silinmişsindir. Onlar yapınca sınıf etkinliği, diğer herhangi biri bir şeyler yapmak istediğinde bireysel bir etkinlikmiş gibi muamele görür. Olumsuz yanıt almaya yüzsüzleştim hatta yüzzüzleştik ama yine sonuç olarak bir defada silinip atılacak kadar değersiz olduğumuzu da gördük. Bu gece son kez yas tutuyorum gidenlerin ardından. Artık ne üzülürüm ne de vicdan azabı çekerim. En kötüsü de ben bu kadar üzülüp vicdan azabı çekerken onların umurunda bile olmamak. İşte bu yüzden yanında dürüst olabildiğim dostlarıma sıkıca sarılıyorum. Olan her şeyi bir kenara atıp olmamış gibi davranmaya devam edilen arkadaşlıklarda birilerinin gözden çıkarılıp her türlü suçun ondan kaynaklandığına kanaat getirilmesi kaçınılmaz bir durum.
     Artık sevmekten, çok fazla değer vermekten vazgeçiyorum. Artık onlar da herhangi biri gibi olmalı yoksa ileride dönüp baktığımda sadece kırgınlıklarımı hatırlamak istemiyorum. Yol yakınken umutlarımı çöpe atıp kendi yolumda beni seven ve saygı duyan insanlarla yürümeye devam etmek istiyorum.

  
Üniversiteye geldiğimizden beri çok şeye kandık sanırım buna arkadaşlarımızın sevgisi de dahil. Ona istinaden de bu şarkıyı paylaşıyorum.





6/07/2013

Ne Yapsam?

   

     Bir kez daha yüzüme çarpıyor mühendislikle ilgili şeylerin ilgimi çekmediği. Heycan duymuyorum ne derslere karşı ne geleceğine dair. Ama bırakamıyorum da. İstediğim bir şeyi elde etmek için azimli ve hırslı biri değilim. Öyle olsa ders çalışır okulu bir an önce bitirmek için uğraşırdım ama böyle de olmuyor. Anca kendimden şikayet etmeye devam ediyorum böyle işte.
     Ahh, polisiye dizi görünce nasıl da kıpır kıpır içim. Bir suç mu çözülecek, bir cinayet mi var işte beni çeken şeyler bunlar. İlkokula başlamamıştım ben The X-Files'ı izlediğimde. Öyle bir diziyle büyümüş birinden başka türlü bir şey beklenemez de zaten. Hayat bizi nerelere sürüklüyor. Ez azından mühendisliği zamanında bitirip ailemin gönlünü yapmalıyım. Yoksa benim gibi kararsız, aslında çok şey isteyen, birine güvenip nasıl tek başına hayata atılmama gönül rahatlığıyla izin versinler. Ne çektim ben ya, en çok da kendimden. :/



     Hala ürküyorum ama severim müziğini :D Ne kadar korkusuzdum küçükken. Geçmişte özlemini çektiğim tek şey bu.

5/01/2013

Çenem Dursun

     Bu gece de yatağa ağlayarak girmek istemiyorum. Ben de çok alıngan biriyim, ben de sinirli biriyim hatta  bunun için nedenim aslında engel olamayacağım bir sorunum var. Troid bezlerimde nodüller var. Buna rağmen kendimi tutup, her şeyi en iyi ihtimaliyle düşünmek için çırpınıyorum. Suçlu olduğumda kabul etmemezlik yapmam ki sadece konuşarak çözülebilecekken bu tavrı anlamıyorum. Karşılıklı sorunlar açıklanır, sonra iki taraf da açıkça söyler fikrini ve duygularını. Bana kaçamak tavırlarla yaklaşmasın kimse. Kötü niyet gütmeden  zaten yeni planlıyoruz durumu diye çok soru sordum. Biliyorum soru sormaya başlayınca da kendimi durduramıyorum. O belki sinirlenip iki küfreder, bir iki eşya atar rahatlar. Ben ne onları yapabiliyorum ne de vicdan azabından kurtulabiliyorum. Benim üzüntüden gözyaşı dökerken gizli gizli, kendimden başka silecek kimsem yok. Olmasını da istediğimden değil ama niye sadece bencil ve gereksiz damgasını ben yiyorum? Başkalarının hataları anlayışla karşılanırken neden tamamen suçlu ben oluyorum? Konuşmadan da duramam ki ben. Kimseyle konuşmazsam, konuşamazsam ruh sağlığımı koruyamam ki. Soru sormadan neyin nasıl olduğunu nerden bilebilirim? Soru sormak karşındakinin verdiği cevapta onun kişiliğini anlamaktır. Bilmediğin özellikleri görmek için kapıyı aralamaktır. Neyse de yine mütemadiyen ağlama zamanıma dönmek istemiyorum. Karşımdaki bir kere kırdıysa ben hatamı bilip kendimi bin defa kırarım. İnsanlar anlatmayınca bilmiyor. Benim gibi, herkes gibi...


4/16/2013

Sonuç Olarak...

     Dün anlatırken bir şeyler farkettim ki neredeyse iki senedir böyle kimseyle konuşmamışım. Burada tanıştığım hiçkimsenin düşünce sistemimin nasıl işlediğine dair bir fikri olmadığını anladım. Gerçi dinleyen birileri yoksa çok önemi kalmıyor ama eğer dinleyen biri varsa mutlu ediyor insanı. Susmak bilmiyor insan ve konu konuyu açıyor; söylenemeyen şeyler söyleniyor ve bir nebze de olsa rahatlıyor insan.
     Biraz da anlamadığı şeyleri dinlemek istemeyen insanlardan bahsettik. İnsanlar her şeyi anlamak zorunda değil belki ama saygı duymayı bilmelerinin gerektiğini düşünüyorum. Küçümseyici bir tavır yerine neyi anlamadıklarını söyleseler ya da kendilerince neden anlamak veya dinlemek istemediklerinden bahsetseler bu kadar kırıcı olmaz kesinlikle. Davranışları ise önemsiz şeyler konuşan önemsiz biriymişiz gibi bazen. Tabi bunları kırgınlıktan söylüyorum. Çünkü ne kadar ilgisi olmasa da çevresindekilerinin ilgilendikleri şeyleri şikayet etmeden dinleyen, yorum yapan hatta fikrini değiştirebilecek kadar anlatana saygı ve sevgi duyan aslında tanıyabilen insanlar vardı hep etrafımda. Onlardan çok şey öğrendim. Onlarla çok şey paylaştım. Önemli olan bir durumu bir duyguyu paylaşmak değil de fikirlerini paylaşabilmekmiş onu öğrendim.
 

 Belki de kibirli biri olacak kadar çok şeyin farkına varabiliyorum ama ben bu duygumu kontrol edebiliyorum. Biliyorum ne kadar zekaya sahip olduğumu ya da neyi ne kadar yapabilecek yeteneğim olduğunu. En önemlisi de benden iyisini bilen birileri olduğunun ve sahip olduğum bilginin kısıtlı olduğunun farkındayım. İnsanlar ne kadar az şey bildiklerinin farkında olmuyorlar ya da daha fazlasını öğrenmekten korkuyorlar. İhtiyaçlarına yaramayacağını düşündükleri her bilgi gereksiz onlar için. Benim içinse bildiğim her şeyin bana bir faydası olduğunu bilmek bazen yük oluyor. Her zaman dediğim gibi eğer paylaşamayacaksam bir şey bilmemin hiçbir anlamı yok.