12/03/2012

Daha Bir Yalnız

    Kendimi bu aralar daha bir duygusal, daha bir yalnız hissediyorum. Dokunsalar ağlarım gerçekten. Sanırım hiçbir şey olmamış gibi davranma evresini ikibuçuk yıl sonra anca atlatıyorum. Farkına varabilmem için bile 6 ay gerekmişti. Tamam, zaman ve mekan kavramım olmadığı için ve kişileri mekanlardan çok diğer kişilerle bağdaştırdığım için özleme duygum pek yok yani yoktu. Artık aklıma geldiği zaman tutmuyorum gözyaşlarımı ya da saçmasapan bir hayali dramlaştırdığımda bile. Saklamaya çalıştıkça gözyaşlarımı kimse ne hissettiğimi faketmiyor. Farketmedikleri sürece de bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Daha çok üzülüyorum, daha çok inciniyorum. Ben bile kendime en aykırı fikirleri, olayları dinleyebiliyorken bir durup beni dinleyememeleri, biraz da olsun saygı duymamaları beni çok incitiyor. Sevdiklerime çok kırgınım. Herhangi biri olsa kolaylıkla 'Sen kimsin ki?' diyip görmezden gelebilirim ama en yakınları dinlemiyorsa insanın başkasının dinlemiş ya da dinlmemiş olması farketmiyor. 

    Sevdiklerine kırgın olup dile getirememek daha da üzüyor beni. O yüzden sık görüşmek, herhangi bir şeyi bile konuşmak istemiyorum. En ufak bir şeyden bile incitebiliyorlar beni ki çok zor herhangi birinin bunu yapabilmesi.Bazen karşılarına geçip ağlasam hiçbir şey demeden diye düşünüyorum ama tek yapabildiğim anlasınlar diye ailenin atarlı küçüğü olmaktan ileri gidemiyor. Bir de üzerime ters asabi ve hiçbir sözü dinlemeyen kardeş/evlat damgası yapışıyor. Üzerine zaten bildiğim şeyleri söyleyip sinirimi bozuyorlar. İçimden: 'Sen bilmezken farkındaydım ben bunların' diyorum. Ama dile getirdiğimde 'Madem biliyorsun neden yapmıyorsun?' sorusunu almaktan bıktığım için dile getirmiyorum/getiremiyorum. Be insanlar biraz düşünün bazı şeyler için insanın ruh halinin de belli bir olgunluğa, o iş için istekli hale gelmesi gerekmez mi? Sevdiğim insanlara, sevdiğim şeylerden bahsetmeyi seviyorum ve çok konuşurum ama konuşmadığım o kadar çok şey var ki üzerinde yıllardır düşünmeme, belli bir bilgi birikimine belli bir fikre sahip olmama rağmen eksiğim vardır diye susuyorum. 
    Siz benim gözlem yeteneğime, olayları yorumlarken dikkat ettiğim o kadar şeyi bilmeden nasıl bu kadar atıp tutabiliyorsunuz? Nasıl sadece bir iki şey yaşadınız diye bildiğiniz şeyler üzerinden bana ahkam kesiyorsunu? Ben ders almak için bir şeyleri yaşamaya en azından diğer insanlar gibi büyük sonuçları olacak şekilde yaşamaya ihtiyaç duymuyorum. Benim bir fikrim var olacak şeylere, olan her şeyin sonucuna dair. Kendi önyargılarını kendisi kırabilen biriyim ben. Neyi neden yaptığımı biliyorum. Tamam kendim bazen engelleyemiyorum ama hiç mi düşünmüyorsunuz biraz destek olalım diye? tek yapabildiğiniz 'Niye böyle yapıyorsun?' diye sormak. Nedenini bilmek çözmeye yetmiyor. Baban öldüğünde üzülmeyi ertelediğim için, aslında ne yapacağımı bilemediğim için hala onun bunalımını yaşıyorum desem ne yapabileceksiniz? Sebebi belli işte buna çözüm bulabilecek misiniz? Atıp tutması kolay bir de 'Ben' olun da o zaman anlayın diyorum. Sizin üzüntülerinize sizden daha çok üzülüp kendim için üzülmeyi ertelediğim için özür dilerim.


The herds of dressed up people, faces have been forgotten.
the clockwork of time takes over the world.

If this sinful eden had a mother,
She would scold her child, she would shed tears.

Can we no longer make an ark, at a sudden end?
unable to give up fate, breaking time.

I just want to say this...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder